TÜM DERSLER
as...as the same as different from
a) Sıfat ve zarflarda karşılaştırma yapabileceğimiz diğer bir yapı as ... as/so .... as
kalıbıdır. As .... as kalıbı olumlu cümlede kullanıldığında eşitlik bildirir ve iki as arasında sıfatın ya da zarfın yalın hali kullanılır.
as + adjective/adverb + as
Ali is 16 years old. Ayşe is 16 years old too. Ali is as old as Ayşe.
Ali is 1.65 m tall. Ayşe is 1.65 m tall too. Ali is as tall as Ayşe.
Ali is 50 kg. Ayşe is 50 kg. Ali is as heavy as Ayşe.
They are driving at 100 kph. We are driving at 100 kph. They are driving as fast as we are. (Bizim kadar hızlı sürüyorlar.}
He drives the car carefully. You drive the car carefully. He drives the car as carefully as you. (Arabayı senin kadar dikkatli kullanıyor.)
Olumlu cümlede, karşılaştırılan öğeler yer değiştirdiğinde cümlenin anlamı değişmez.
Your house is as large as ours. OR Our house is as large as yours.
Ali is as taO as Ayşe. OR Ayşe is as tall as Ali.
As + adjective/adverb + as, olumsuz cümlede kullanıldığında eşitsizlik olduğunu vurgular. Olumsuz cümlede so + adjective/adverb + as kalıbım da kullanabiliriz.
Our apartment building has three floors. Your apartment building has six floors. Our apartment building Isn't as/so high as yours.
Living in the country isn't as/so expensive as living in big cities. (Kırsal kesimde yaşamak büyük şehirlerde yaşamak kadar pahalı değil.)
He doesn't drive as/so carefully as you. (O senin kadar dikkatli araba kullanmıyor.)
Olumsuz cümlede karşılaştırılan öğeler yer değiştirdiğinde cümlenin anlamı değişir. Bu nedenle, isimleri değiştirdiğimizde kullanılan sıfat ya da zarfı da değiştirmemiz gerekir.
This exam isn't as/so difficult as the previous one. (Bu sınav önceki kadar zor değil.)
The previous exam wasn't as/so easy as this one. (Önceki sınav bunun kadar kolay değildi.)
As ... as ya da so ... as arasına sıfat ya da zarftan başka sözcükler de girebilir. Karşılaştırılan öğelerden birincisine ait olan sözcükler ikinci as'a kadar yazılır. İkinci as'den sonra yazılanlar ikinci öğeye aittir.
It isn't as/so cold today as it was yesterday.
I'm not as/so optimistic about the economic situation in Turkey as you are.
(Türkiye'deki ekonomik durum konusunda senin kadar iyimser değilim.)
She wasn't as/so self-conÛdent before she found a decent Job as she is now. (Saygın bir iş bulmadan önce, şimdi olduğu kadar kendine güvenli değildi.)
You don't seem as/so keen on playing football nowadays as you were before.
Sıfat tamlamalarında so/as + adjective + a/an singular noun kalıbı kullanılabilir. Bu yapı çoğul isimlerle ve sayılamaz isimlerle kullanılmaz.
Have you ever seen as keen a boy as him?
(Hiç onun kadar hevesli bir çocuk gördün mü?)
I want to buy Just as big an apartment as yours. (Aynı/Tam seninki kadar büyük bir daire almak istiyorum.)
I hadn't expected our team to get as high a score as they did.
So/as + adj + a singular noun kalıbı çok fazla kullanılmaz. Bunun yerine such .... as kalıbı tercih edilir. Bu kalıp tekil, çoğul ve sayılamaz isimlerle kullanılabilir.
I have never seen such a beautiful girl as her. (...as beautiful a girl as her.) (Hiç onun kadar güzel bir kız görmedim.)
I have never drunk such delicious coffee as this. (Hiç bunun kadar lezzetli kahve içmedim.)
I don't think you can find such cheap shoes as these. (Bunlar kadar ucuz ayakkabı bulabileceğini sanmıyorum.)
So + adjective/adverb + as to do ve such + adjective + noun + as to do kalıpları"... yapacak kadar" anlamını verir.
I admit he is rather disrespectful, but he is not so disrespectful as to shout at
his mother.
(Annesine bağıracak kadar saygısız değil.)
He is not such a disrespectful boy as to shout at his mother. (Annesine bağıracak kadar saygısız bir çocuk değil.)
She isn't so beautiful as to win the beauty contest. (Güzellik yarışmasını kazanacak kadar güzel değil.)
She isn't such a beautiful girl as to win the beauty contest. (Güzellik yarışmasını kazanacak kadar güzel bir kız değil.)
As ... as kalıbını, just, nearly, almost gibi zarflarla niteleyebiliriz.
Her dog is nearly/almost as clever as a human. (Onun köpeği neredeyse insanlar kadar akıllı.)
I thought you were considerate, but you are just as rude as the others. (Senin düşünceli olduğunu zannetmiştim ama sen de aynı/tam diğerleri kadar kabasın.)
As/so ... as kalıbını miktar sıfatları many, few, much ve little ile as/so + many/few/much/little + noun + as biçiminde kullanabiliriz.
I don't have as/so many books as you do. (Benim, senin kadar çok kitabım yok.)
We intend to invite as few people to the wedding as possible. (Düğüne, mümkün olduğu kadar az kişi davet etmek niyetindeyiz.}
You won't need as much money in the mountains as that. (Dağda bu kadar çok paraya ihtiyaç duymazsın.)
For the trip, I'll take as little luggage as possible. (Seyahat için mümkün olduğu kadar az eşya alacağını.)
As much as yapısını fiilleri tanımlarken de kullanabiliriz.
You don't like swimming as much as I do. (Sen yüzmeyi benim kadar sevmiyorsun.)
She doesn't smoke as much as she used to. (Eskiden olduğu kadar çok sigara içmiyor.)
Half as ... as, twice as ... as gibi yapılarla, karşılaştırdığımız özelliğin kaç kat olduğunu ifade edebiliriz.
He eats very little. He doesn't eat even half as much as his sister. (Kardeşinin yediğinin yarısını bile yemiyor.)
Her salary is twice as much as mine. (Onun maaşı benimkinin iki katıdır.)
Turkey is almost seven times as big as Bulgaria.
(Türkiye, Bulgaristan'ın yaklaşık yedi katı büyüklüğündedir.)
b) The same ... as
The same ... as, karşılaştırılan iki öğenin "aynı" olduğunu ifade eden bir yapıdır. Ancak the same ... as, isimlerle kullanılır.
Ali is as old as Ayşe. (as + adj + as)
Ali is the same age as Ayşe. (the same + noun + as)
(Ali Ayşe ile aynı yaşta.)
Ali is as heavy as Ayşe.
Ali is the same weight as Ayşe.
Your hair is as dark as mine.
Your hair is the same colour as mine.
I usually arrive home at the same time as my father. The same as yan yana kullanılabilir.
My needs are the same as yours.
Her eye colour is the same as her mother's.
Your English teacher is the same as ours.
Eğer karşılaştırılan iki öğeyi, cümlenin başında özne olarak kullanıyorsak, as kullanılmaz.
Last night, I arrived home at the same time as my father. Last night, my father and I arrived home at the same time.
She still lives in the same house as her parents. Her parents and she still live in the same house.
c) Similar to/different from
Benzerlikleri similar to, farklılıktan different from ile ifade ederiz. (American English genellikle different from/than, British English ise different from/to kullanır.)
Your pronunciation is quite different from/than/to mine. (Senin telaffuzun benimkinden çok farklı.)
The layout of your house is similar to ours, but yours is a bit larger. (Sizin evin planı bizimkine benziyor.)
Benzeyen ya da farklı olan noktayı In that + a sentence biçiminde ifade edebiliriz.
My job is similar to yours in that we meet a good many people throughout the . day.
(Benim işim, gün boyu pek çok insanla karşılaşmak bakımından seninkine benziyor.)
My point of view is different from/than/to yours in that I'm more optimistic
about the situation.
(Benim görüşüm, bu konuda daha iyimser olmam bakanından seninkinden farkb.)
d) Pronouns/nouns after "than", "from" and "as"
Than ve as' den sonra fiil subject + verb biçiminde kullanılabilir. Eğer fiil kullanılmıyorsa, object pronoun/noun (me, him, you, Ayşe. etc.) kullanılır. From ve to' dan sonra subject + verb yapısı kullanılmaz. Noun/pronoun kullanılır.
You are taller than me. /You are taller than / am.
She can sing better than you. /She can sing better than you can.
I'm not as tall as him. /I'm not as tall as he is.
You can't sing as well as her. /You can't sing as well as she can.
Her tastes in clothes are different from/than/to mine.
His brother is very different from/than/to Jeff, (from/than/to him)
Eğer baştaki özne iyelik bildiriyorsa than ve as den sonra possessive noun/pronoun kullanılır.
Your parents aren't so strict as mine, (as my parents/as my parents are) My hair is longer than hers, (than her hair/than her hair is).