TÜM DERSLER
ZAMAN İÇİNDE BİLİM
BULUŞLARIN SERÜVENi
İnsanların, avladıkları hayvanları kesip parçalamak, kemikleri kırmak için çakılları ve taşları kullandıkları zamandan beri bu aletlerde sürekli devam edecek bir gelişme, teknolojik gelişmeler başlan bulunuyordu.
CAM: Camın hammaddesi kumdur. Kumun yapısında bulunan silisyum dioksit, yüksek sıcaklıkta erir. Camın dayanıklı olmasını sağlamak, yumuşaklığını artırmak ve renk katmak için çeşitli maddeler katılır.
Evlerde kullandığımız cam eşyalarının dışında yeni yapılan iş merkezlerinin birçoğunun dış yüzeyleri de cam bloklarla kaplanmaya başlanmıştır. Camın hafif olması ve aydınlığı sağlaması yanında estetik olması da kullanım alanını genişletmiştir.
Mezopotamya'da bulunan ilk cam örneklerinin tarihi MÖ 3. yüzyıla dayanır. MÖ 1000 yıllarında Mısırlılar cam elde etmeyi başardılar. Suriyeli cam ustaları "Cam Üfleme Tekniği'ni kullandılar.
Türklerde cam sanatı Selçuklularla beraber başladı ve İstanbul'un alınışından sonra Osmanlı döneminde gelişti. İstanbul ve çevresinde 14. yüzyılın başlarında "Çeşm-i Bülbül" adı verilen bir cam çeşidi yapılmaya başlandı. Türkiye'de ilk cam fabrikası 1934 yılında Paşabahçe'de kuruldu.
Çeşm-i Bülbül: Anadolu atölyelerinin çıkardığı bir üründür. Bu teknik, modern cam endüstrisinin ilerlemiş yöntemlerinin bile geleneksel ustaların çalışmalarını geçemediği bir tekniktir.
MÜREKKEP: Günümüzden yaklaşık yedi bin yıl önce Mezopotamya'nın verimli topraklarında tarımın gelişmesiyle yazılı kayıtlar tutma zorunluluğu ortaya çıktı. Babiller ve Mısırlıların başlangıçta kullandıkları yazma aracı basit çakmak taşı iken, bunun yerini ucu yontulmuş çubuk aldı. MÖ 1300'e doğru Çinliler ve Mısırlılar kandillerde aydınlatmadan oluşan isi su ve bitki zamklarıyla karıştırarak hazırlanan mürekkebi buldular.
İlk çağlarda kullanılan mürekkep, parşömen üzerine yazmak için deriye iyice sinen ve silinmesi kolay olmayan, özel dayanıklı bir mürekkepti. Bu mürekkep, bugünde birçok mürekkeplerin yapıldığı gibi mazı soyundan (mürekkep kozası) demir sülfattan ve reçineden (ya da Arap zamkından) yapılırdı.
Eski mürekkebin önemli bir özelliği, yazının renginin yazarken çok soluk olması ve daha sonra kendi kendine kararmasıydı. Günümüzde kullanılan mürekkep de ise içine boya katılmasından dolayı böyle bir durum yaşanmıyor dolayısıyla yazan kişinin de okuyan kişi kadar iyi görebilmesini sağlıyor.
TEKERLEK: Tekerlek bütün çağların en önemli mekanik icadıdır. Makinelerin çoğunda, saatlerde, yel değirmenlerinde, buhar makinelerinde ayrıca otomobil, bisiklet gibi taşıtlarda tekerlek ve tekerlek ilkesine dayanan dişli ve çarklar vardır.
Kesile ağaç kütüklerinin yuvarlanmasının görülmesi tekerleğin atası sayılır. En eski tekerlek yaklaşık 5000 yıl önce Mezopotamya'da yapılmıştır. Çömlekçilerin toprağı şekillendirmede yardımca bir araç olarak kullandıkları tekerleğin arabalara takılması ulaşımda köklü bir dönüşüme neden oldu. İlk tekerlek kalın kalasların, yan yana getirilip tutturulduktan sonra yuvarlak biçimde kesilmesiyle elde edilen disklerdi. MÖ 200 yılında parmaklı (ispitli) tekerlek icat edildi. Parmaklıkları deri ya da metal şeritle sağlamlaştırıldı. Böylece ilk lastikler ortaya çıktı. Zamanla sabit bir dingilin çevresinde dönen tekerlekler yapıldı.
MUM: Günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce ortaya çıktı. Mum çevresi balmumuyla ya da don yağıyla sarılmış bir fitilden oluşur, yakılan fitilin alevi balmumunun ya da don yağının bir bölümünü eritir; böylece fitil sürekli yanarak ışık saçar. Bu bakımdan mum, kullanılması daha kolay bir yağ lambasıdır.
Yağ lambaları ve mumlar gazyağıyla aydınlatmanın yaygınlaştığı 19. yüzyıla kadar başlıca yapay ışık kaynakları olmayı sürdürdüler.
BARUT: Çinliler tarafından bulunmuştur. Daha sonra Türkler vasıtasıyla Çinlilerden Müslüman Araplara geçmiştir. Haçlı Seferleri sırasında Avrupalılar barut yapmayı Müslümanlardan öğrendiler Barut sayesinde top, tüfek gibi ateşli silahlar yapıldı.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul surlarını yıkabilecek toplar yaptırması, Avrupa krallarının işine yaradı. Krallar büyük toplar sayesinde söz geçiremedikleri derebeylerin şatolarını yıktılar, böylece Avrupa’da derebeylerin egemenliklerine son veren krallar siyasi güçlerini artırdılar.
Ateşli silahlarda kullanılan barut yol yapımında, maden çıkarılmasında da kullanılmaktadır.
SÖZ UÇAR YAZI KALIR
Günümüzden yirmi bin yıl önce mağara duvarlarına çizilen hayvan resimleriyle başlayan insanın iz bırakma tutkusu, altı bin yıllık bir geçmişi olan yazının ortaya çıkarılmasında atılan ilk adımlardır.
Tarih, insanın yazıyı bulmasıyla başladı. Konuşurken çıkarılan seslere bir takım işaretler karşılık olabilirdi.
İlk yazı nesneleri gösteren resimler şeklindeydi. Konuşma dilini yazı diline çevirmeyi başaran Sümerler düşünceyi ve tarihi gelecek kuşaklara bırakma yöntemini bulmuş oldular. Sümerlerin kil tablet üzerine yazdıkları harflerin biçimi çiviye benzediği için bu yazıya çivi yazısı adı verildi. Çivi yazısını Babil ve Hitit gibi uygarlıklarda kullanmışlardır.
Eski Mısırlıların kullandığı resimli yazıya "hiyeroglif” denir. Bu yazıda harfler resimlerle ifade edilir. Hiyeroglif yazılar yalnızca duvara ve anıtlara yazılırdı.
Güney Amerika uygarlığı olan İnkalar "Khipu” adı verilen düğümlerden oluşan ip demetlerinden yararlanıyorlardı. “Khipu"lar sayısal kayıtları tutmak için kullanılmakta her ip farklı renkte ve farklı düğüm şeklindeydi.
Fenikeliler yazıyı çeşitli harflerle anlatarak ilk alfabeyi icad ettiler. Bu alfabe Yunanlılar ve Romalılar tarafından da geliştirilerek Latin Alfabesi oluşturulmuştur.
Gutenberg ise yazıyı daha seri bir şekilde kopyalayan bir matbaa geliştirmiştir. (1457)
Osmanlı Devleti'nde Kâğıt ve Matbaa
Dünya'da bilinen ilk matbaa Budizm'in Japonya'da yayılması için Çinliler tarafından kullanılmıştır.
Asya'da yer alan Uygurların da matbaacılık faaliyetine başlamalarında komşuları olan Çin etkili olmuştur.
Matbaanın başlangıcının tam olarak bilinmemesine rağmen modern matbaayı 15. yüzyılın ortalarında Alman matbaacı Johanne Gutenberg yapmıştır.
Matbaanın Osmanlı Devleti'nde kullanılması 18. yüzyılda gerçekleşmiştir. Ancak Osmanlı Devleti'nde yaşayan Musevi ve Ermeni azınlıklar matbaayı kullanarak kendi dillerinde kitaplar basmışlardır.
1727'de ilk Türk matbaası kurulana kadar Türkçe kitap basılmamıştır.
Osmanlı Devleti, Lale Devri'nde Batı'nın ilerleyişini takip etmek için Avrupa ülkelerine elçilikler açmış ve konsoloslar atamıştır. Bunlardan biri olan ve Fransa'ya elçi olarak atanan 28 Mehmet Çelebi'den, Fransa'nın uygarlık, eğitim, askerî alandaki gelişmeleri takip ederek rapor etmesi istenmiştir. 28 Mehmet Çelebi'nin oğlu olan Said Mehmet Efendi, gelişmenin eğitimden kaynaklandığına ve bunun için matbaanın gerekli olduğuna inanmıştır.
Osmanlı Devleti'nde Türk matbaacılığının ortaya çıkmasında önemli şahsiyetlerden biri İbrahim Müteferrika'dır. İbrahim Müteferrika önemli bir diplomat olmasına rağmen özellikle yayımcı kişiliği ile tanınmıştır. 1719 yılından itibaren matbaacılıkla ilgilenen İbrahim Müteferrika, 1726 yılında Matbaanın Gerekleri adlı bir dilekçeyle dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile şeyhülislama başvurdu. Ancak sadece din dışı kitapların basımı için izin alabildi. 1727 yılında da Sait Efendi ile birlikte ilk Osmanlı matbaasını kurdu.
Matbaanın Osmanlı Devleti'ne geç gelmesinin nedenleri;
1. Dinî tutuculuk,
2. Teknik nedenler,
3. Toplumun hazır olmaması,
4. Hattatlık mesleğinin yaygın ve geleneksel bir uğraş olarak etkin olmasıdır.
İLK ÇAĞDA YETİŞEN BİLİM ADAMLARI VE BİLİMSEL ÇALIŞMALARI
Anadolu'da yetişen bilim adamlarına baktığımız zaman;
-Teodorus, kilit ve anahtarı bulmuştur.
- Hipokrat, tıbbın temellerini atmıştır.
- Heredot, tarihin babası sayılmaktadır.
- Demokritus, atom sözcüğünü günümüz anlamda ilk kez kullanmıştır.
-Anaksogaros, ilk astronom olarak kabul edilmektedir.
Yunanistan'da yetişen bilim adamları;
- Homeros, Yunanistan'ın gelenek ve göreneklerini, inançlarını ele aldığı "İlyada ve Odysseia" destanlarını yazmıştır.
- Hesiados, Yunanistan'da ünlü bir şair olup, "Tanrıların Doğuşu, İşler ve Günler" adlı eserleriyle önemli bir kişiliktir.
Hellenik dönemde yetişen bazı bilim adamları Pisagor, Platon, Ödoksos, Aristo, Zenon, Arşimet'tir.
- Pisagor, bugün "Pisagor teoremi" olarak bildiğimiz "Bir dik üçgenin dik kenarlarının karelerinin toplamı, hipotenüsün karesine eşittir" ifadesini ortaya koymuştur.
- Arşimet, suyun kaldırma kuvvetini bulmuştur. Bu buluş günümüzdeki gemilerin yapılmasına temel teşkil etmiştir.
Roma döneminde yetişen bilim adamları, Menelaus, Batlamyus, Dioscorides, Galen, Diafantos'tur.
- Menelaus, günümüzde "Menelaus teoremi" olarak bilinen düzlem ve küresel üçgenlere dair teoremi ortaya koymuştur.
- Batlamyus, astronominin sentezini yapmış, geometrik bir sistem kurmuştur. Yerin küresel olduğunu ve evrenin merkezinde ve hareketsiz olduğunu savunur. Batlamyus'un "Coğrafya" adlı eseri ünlüdür.
ORTA CAĞDA BİLİM
Orta Çağ İslam Dünyasında Bilimsel Faaliyetler
İslam kültürü ve bilimsel faaliyetler, farklı kültürlerin etkisiyle şekillenmiştir. Harezmi, Biruni gibi bilim adamları Hindistan, İran ve Bizans gibi kültürlerden etkilenmiştir.
İslam dünyasında, devlet adamlarının bilimsel faaliyetleri desteklemesi sonucu bilimse gelişmeler sağlanmıştır. İslam topraklarında bilim evleri ve gözlem evleri görülmektedir. Bu; dönemde astronomi, matematik, fizik, kimya, biyoloji, coğrafya, tıp, teknik ve tarih alanlarında önemli bilimsel çalışmalar görülmektedir.
İslam kültürü, sınırların genişlemesi ile birlikte geniş alanlara yayılmıştır. Müslümanların Avrupa'ya geçmesi ile İslam kültürü Avrupa'ya yayılmıştır. İbn-i Sina, Biruni, Farabi, Harezmî gibi bilim adamlarının eserleri, Latinceye çevrilmiştir. Avrupalılar, İslam devletlerinde medreseleri örnek alarak, üniversiteler kurmuşlardır.
Orta Çağ Avrupa’sında özgür düşünce ortamı ve bilimsel çalışmalar yokken, İslam dünyası aydınlanma çağını yaşıyordu. Bilimsel çalışmalar en üst seviyedeydi.
TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE BİLİM VE BİLİM ADAMLARI
Matematik alanında
Harezmî, Abdülhamid İbn Türk, Ömer Hayyam, Nasirüddin-i Tusi gibi bilim adamlarının çalışmaları görülür.
Nasiruddin-i Tusi, "Kesenler Teoremi" adlı eseriyle Trigonometrik çalışmalara yer vermiştir. Kenar açı bağıntısını bulmuştur.
Ömer Hayyam, cebir konusunda üçüncü derece denklemlerin çözümüne katkıda bulunmuştur. Celali takvim adıyla bilinen takvimi hazırlamıştır.
Tıp alanında
Zehravi, İbn-i Rüşd, İbn-i Sina, İbn-i Nefis gibi bilim adamlarının çalışmaları görülür.
İbn-i Sina, tıp alanının yanında felsefe, astronomi, matematik, fizik, kimya gibi alanlarda da çalışmalar yapmıştır. "Kanun" adlı eserinde hekimlik, ilaçlar, cerrahi yöntemler hakkında bilgi verir Onun bu eseri Avrupa'da ders kitabı olarak okutulmaktadır.
Zehravi, cerrahi alanında önemli bir yere sahiptir. "El-Tasrif adlı eseri, Avrupa'da Latinceye çevrilerek Oxford Üniversitesinde okutulmuştur.
Astronomi alanında
Fergani, Beyruni, Bitruci, Uluğ Bey, Battani gibi bilim adamlarının çalışmaları görülür.
Uluğ Bey, Semerkant'ta medrese ve gözlemevi, bilimsel çalışmaların gelişmesinde etkili olmuştur. Bu medrese ve gözlemevinde Ali Kuşçu ve Kadızâde-i Rumi gibi devrin önemli bilim adamları çalışmalar yapmıştır. "Uluğ Bey Zici" adlı eseri astronomi konusunda önemli bilgiler vermektedir.
Biruni, "Mesud'un Kanunu" adlı eserinde önemli astronomik bilgiler vermiştir.
Fizik alanında
Farabi, İbn-i Sina ve İbn'ül Heysem gibi bilim adamlarının çalışmaları görülür.
Farabi, "Boşluk Üzerine" adlı yazmış olduğu eserinde doğada boşluğu kabul etmez. Aristo fiziğinin yetersiz olduğunu ortaya koymuştur. İslam devletlerindeki bilimsel gelişmeler, Selçuklular zamanında devam etmiştir. Türk-İslam devletlerinde bilgin, filozof ve sanatkârlar yetişmiştir. Bu dönemde Bağdat'ta kurulan Nizamiye Medreseleri, bilim ve kültür hayatının canlanmasında etkili olmuştur.
ORTA ÇAĞ VE YENİÇAĞ AVRUPASINDA BİLİM
Kavimler göçü ile birlikte Avrupa'da Hıristiyanlık geniş alanlara yayılmıştır. Bu dönemde ortaya çıkan kiliseler ekonomik, siyasi ve dini güçleri ellerinde toplamışlardır. Bilimsel ve akılcı düşünceyi reddederek kişisel düşünceyi yasaklamışlardır. Kutsal kitapları olan İncil'i kendi çıkarları doğrultusunda yorumlayarak halkı yanlış bilgilendirmişlerdir.
İskenderiye Kütüphanesi'ni yakmış, çeşitli bilim adamlarını idam ettirmişlerdir. Aforoz (dinden atma) Endülüjans (Günahların atfedilebileceği belge) gibi yetkileri kullanarak siyasi bir güç sağlamışlardır.
Yeni Çağdaki bilimsel çalışmalarda etkili olan gelişmeler:
Orta Çağın sonlarına doğru, insan ve doğa sevgisinin ön plana çıkması ile birlikte eski Yunan ve Helen uygarlıklarının incelenmesi sonucu bilimsel çalışmalar başlamıştır.
Yeni Çağ Avrupa’sında bilimin ortaya çıkması ve gelişmesinde etkili olan barut, pusula, kâğıt ve matbaa Haçlı Seferleri ile birlikte Avrupa'ya geçmiştir.
Barut
Barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla birlikte Orta Çağ Avrupa’sındaki Feodalite (Derebeylik) sistemi zayıflarken, merkezi krallıklar güç kazanmıştır. Bu durum Avrupa'nın siyasi yapısını değiştirmiştir.
Kâğıt
Kâğıt, uygarlaşma yolunda icat edilmiş en önemli buluşlardan biridir. İlk olarak Mısırlılar "papirüs" adını verdikleri bitkilerin üzerine yazılar yazmışlardır. Mezopotamyalılar kil tabletlere, Çinliler ipekli kumaş üzerlerine yazmışlardır.
Çinliler bu kumaşların çok pahalı olmasından dolayı, arayış içerisine girerek kâğıdı icat etmişlerdir.
Kâğıdın kullanılması ile birlikte Avrupa'da ve dünyada kültür aktarımı sağlanmıştır. Avrupa'da bilimsel çalışmaların yapıldığı "Aydınlanma Dönemi" başlamıştır.
Matbaa
İlk olarak Çin'de kullanılan matbaa, Uygur Türkleri tarafından geliştirilmiştir. Günümüz modern anlamdaki matbaayı Jan Gutenberg ortaya koymuştur.
Matbaa sayesinde yazılmış olan eserler çoğaltılarak geniş kitlelere hitap etmiştir. Matbaa uluslararası kültürel etkileşimin yaşanmasında önemli bir yere sahiptir.
Pusula
Pusula, insanların yön bulma aracıdır. İlk olarak Çin’de görülen bu icat, mıknatıslı taşlardan yapılmıştı. Kristof Kolomb, pusulanın sapma açısını hesaplamış ve günümüz modem pusulasının yapılmasında etkili olmuştur.
İnsanlar pusula ile birlikte denizlere rahatlıkla açılabilme imkanı bulmuşlardır. Bu da Coğrafi Keşifler'e neden olmuştur. Coğrafi Keşiflerle birlikte insanlar yeni yerler keşfetmiştir. Dünya'nın yuvarlak olduğu anlaşılmıştır.
Coğrafi Keşiflerle birlikte Avrupa'da ekonomik refah artmıştır.
RÖNESANS VE REFORM HAREKETLERİ
Rönesans
Kelime anlamı "yeniden doğuş"tur. Sanat, edebiyat ve bilim alanlarındaki gelişmeler 15. ve 16. yy'a yön vermiştir.
İnsanın kendisini keşfettiği, insancıl düşünce ve özgür düşüncenin geliştiği, sevgi, güzellik, tutku gibi düşüncelerin ortaya çıktığı bu dönem insan ve insan sevgisini ön plana çıkarmıştır. Rönesans’la birlikte eski Yunan kültürü canlılık göstermeye başlamıştır.
Nedenleri:
- Coğrafi Keşiflerle birlikte ekonomik refaha kavuşan halkın bilim ve sanata önem vermeye başlaması.
- Eski Helen ve Roma dönemine ait eserlerin incelenmesi.
- Kağıt ve Matbaanın öğrenilmesiyle birlikte okuma-yazma oranının artması, düşüncelerin geniş alanlara
yayılması.
- İstanbul'un fethinden sonra İtalya'ya kaçan j bilginlerin orada yapmış oldukları çalışmalar.
- Avrupa'nın İstami bilimsel eserleri kendi dillerine çevirmeleri.
- Bilim adamlarını destekleyen "mesen" sınıfının varlığı.
UYARI: Rönesans’ın İtalya'da başlama nedeni, coğrafi konumu, ekonomik refahı ve eski Roma antik eserlerinin burada bulunmasıdır. |
İtalya'da başlayan Rönesans hareketleri, bütün Avrupa'ya yayılmıştır. Rönesans hareketleri Fransa ve Polonya'da bilim, Hollanda'da resim, İngiltere'de edebiyat alanında gelişme sağlanmasında etkili olmuştur. Bu dönemde; Giovanni Boccaccio, Nikola Makyevel, Francesko Petiark, Ciyovanni Bellini, Albert Dürer, Francis Bacon, Misel Monteyn, Leonardo Da Vinci, VVilliam Shakespeare gibi bilim adamları yetişmiştir.
Sonuçları:
- Dine dayalı ve pozitif bilimlere kapalı olan skolastik düşünce önemini yitirmiştir. Bu düşüncenin yerine özgür düşünce anlayışı önem kazanmıştır.
-Avrupa'yı baskı altında tutan din adamları ve kiliselere karşı, eleştiriler başlamış bu durum, Reform hareketlerine zemin hazırlamıştır.
- Edebiyat, sanat ve bilimsel alanlarda çalışmalar hız kazanmıştır.
• Avrupa’daki bu gelişmeler, bütün dünyayı etkilemeye başlamıştır. Zamanla bütün kültür ve bilimsel gelişmeler günümüz bilgi birikiminin oluşmasında etkili olmuştur. Teknolojik gelişmelerle birlikte dünya, eski kabuğundan çıkarak bilimin aynasında ilerlemeye devam etmektedir.
Reform
Kelime anlamı düzeltme, yenileme anlamındadır. Orta Çağ Avrupa'sında bütün dini, siyasi ve ekonomik gücü elinde bulunduran kilisenin kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi ve bozulması sonucunda aydınlar ve halkın tepkisiyle Reform hareketleri başlamıştır.
Nedenleri:
- Kağıt ve matbaayla birlikte okur yazar oranının artması.
- İncil'in farklı dillere çevrilmesi sonucu İncil'in asıl içeriğinin öğrenilmesi ve din adamlarına olan güvenin azalması.
- Kilisenin Endülüjans yetkisini kullanarak zenginleşmesi ve halkın bu gelişmelere tepkisi.
- Rönesans hareketleriyle birlikte düşünce özgürlüğünün oluşması.
UYARI: Reform hareketleri, Martin Luther öncülüğünde Almanya'da ortaya çıkmıştır. |
• Martin Luther kilisenin uygulamalarına karşı çıkmıştır. Buna karşılık kilise, Martin Lut-her'i dinden çıkarmış ve ölüme mahkum etmiştir. Almanya'daki bazı prensler tarafından korunan Martin Luther, İncil'i Latince'den Almanca-'ya çevirmiştir. Martin Luther, Katolik kilisesine karşı, Protestanlık mezhebini kurmuştur.
UYARI: Protestanlık mezhebi 1555 Ogsburg Antlaşması ile Almanya'da tanınmıştır. |
UYARI: Fransa'da başlayan Reform hareketleri sonucu Kalvenizm 1598'de Nant Fermanı ile serbest bırakılmıştır. |
Sonuçları:
- Avrupa'da yeni mezhepler ortaya çıkarak mezhep birliği bozulmuştur.
- Katolik kilisesine ve din adamlarına olan güven azalmıştır.
- Kilisenin elinde bulunan eğitim sistemi laik bir şekle dönüştürülmüştür.
- Kilisenin elinde bulunan topraklar, mallar halk tarafından paylaşılmıştır.
- Bilimsel çalışmalar önündeki en büyük engel olan kiliseler, eski önemini kaybetmiştir.
UYARI: Osmanlı Devleti Reform hareketlerinden etkilenmemiştir. Çünkü Osmanlı toprakları içerisinde yaşayan bütün vatandaşlara din ve vicdan özgürlüğü tanınmıştı. Bunun yanında Reformla birlikte, Avrupa'nın mezhep birliğinin bozulması ve mezhep çatışmalarının başlaması Osmanlı'nın Balkanlarda ilerleyişini kolaylaştırmıştır. |
• XV. ve XVI. yy'larda meydana gelen Rönesans, Reform hareketleri Avrupa'da Aydınlanma Çağını başlatarak, bilim, sanat ve kültür alanında gelişmeler yaşanmasında etkili olmuştur.
YENİÇAĞ VE YAKIN ÇAĞDA YETİŞEN BİLİMADAMLARI
XV. ve XVI. yy'lar arasında matematik, astronomi, biyoloji ve tıp alanında bazı çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemin en önemli bilim adamları Nikola Kopernik, Tycho Brahe, Leonardo da Vinci, Vesalius'tur.
- Nikola Kopernik, astronomi, hukuk, tıp alanlarında önemli çalışmalar yapmıştır. Güneş sistemli gök sistemini ortaya koyan Kopernik, "Gök Kürelerin Hareketi" eserinde Dünya'nın Güneş'in çevresinde döndüğünü ortaya koymuştur.
Rönesans dönemindeki bu çalışmalar insanların düşüncelerini etkilemiştir.
- Leonardo da Vinci, bilim ve teknoloji alanında önemli çalışmalar yapmıştır. İnsanların ve hayvanların anatomik yapısını incelemiştir. Kuşların kanat ve kas yapısını inceleyerek insanların da gökyüzünde uçabileceğini, balıkların suda yaşadığı gibi insanların da yaşayabileceğini ortaya koymuştur.
Günümüzde bu çalışmalardan yola çıkarak denizaltı gemilerinin temelleri atılmıştır. Aynı zamanda, kuşların kanat özelliklerinden yola çıkarak uçak yapımlarında projeler ortaya konmuştur.
Leonardo da Vinci aynı zamanda ressamdır. "Mona Lisa" adlı eseri ünlüdür.
XVII. ve XVIII. yy'lar arasında (Aydınlanma Çağı) Matematik alanında; Blaise, Pascal, Descartes, Newton gibi bilim adamları yetişmiştir.
- Descartes, matematikle ilgili önemli çalışmalar yapmıştır. Analitik geometri alanında önemli katkılar sağlamıştır.
- Newton, difransiyel integral hesabını icad etmiştir. Uzunluklar, alanlar, sıcaklıklar ve ağırlık konusunda çalışmalar yapmıştır. Matematik alanında kat sayıların birbirini izleme kuralını bulmuştur.
Astronomi ve fizik alanında; Galile, Johann Kepler, Newton gibi bilim adamları yetişmiştir.
- Galile, astronomi ve fizik konularının yanında matematik alanında da çalışmalar yapmıştır. Klasik mekaniğin temellerini kurarak, astronomi sisteminin fiziğini ortaya koymuştur. Teleskobu, gök cisimlerini izleme yani astronomik düşünceyle kullanmıştır. "Yıldızların Habercisi" adlı eserinde, Güneş'in üzerindeki gölgelerin, Güneş'in kendi lekesi olduğunu söylemiştir. Bunun yanında, Batlamyus'un ortaya koymuş olduğu Venüs'ün devamlı olarak belli uzaklıkta olması ve hilal şeklinde görünmesi gerektiği fikrini çürütmüştür. Venüs'ün uzaklığının ve şeklinin zamanla değiştiğini ortaya koymuştur.
- Johann Kepler, astronomi ve matematik alanlarında çalışmalar yapmıştır. Gezegenlerin, Güneş çevresinde yörüngeler çizerek hareket ettiğini ortaya koymuştur.
UYARI: Bilim adamlarının yapmış olduğu bilimsel çalışmalar o günün koşullarına göre kabul görmüştür. Fakat daha sonra gelen bilim adamları, ortaya konan tezin yanlışlığını ispatlayarak önemli çalışmalar yapmışlar. Zamanla insanlar daha doğru bilg |